MEDYA

Ece Üner TV100’de ilk yayınına çıktı: Kimsiniz siz!!!

TV100’de ekranlara yeniden sunucu Ece Üner, Uğur Dündar’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuk ettiği yayında çıkan SADAT reklamına tepki gösterdi.

TV100’de Ana Haber bültenini sunan Ece Üner, yayına; “Uzunca bir aradan sonra Ana Haber’den merhaba. Ben Ece Üner. Çok eğri bir zamanda doğru bir yerde durabilmek ümidi ve niyetiyle karşınızdayım” diyerek başladı.
Ece Üner şunları söyledi:
Çünkü ortada çok büyük haksızlık var. Daha vahimi haksızlık ceza görmeyeceğini güvenen bir küstahlığa dönüştü. Son küstahlık örneği malum yapıdan geldi. Bu yapı milyonları temsil eden ana muhalefet liderine bu ekrandan operasyon çekmeye kalkıştı. Bu hem paramiliter yapıyı defalarca eleştiren duayen gazeteci Uğur Dündar’a, hem de SADAT’ın kapısına dayanan ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı bir kumpastı. Bu aynı zamanda tv100’e kurulmuş bir komploydu. Kanalın hatası bu konu özelinde bir dikkatsizlik, bunu kabul ediyoruz. Reklamı bu ekranda yayınlamak büyük bir hata ancak asla ideolojik bir tavır ve taraf tutma değil.
Biz tarafımızı belli edelim. Bizim tarafımız Türkiye Cumhuriyeti gibi toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet içinde insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı olmak. Ben Atatürkçüyüm, ekip arkadaşlarım da öyle. Bu bülten öyle bir bülten olacak. Bunun sözünü baştan verelim. Sorundan değil sorumluluktan beslenmeyi tercih ederiz. Reklam yayın ve yönetimi sorumluğunu ve hatasını kabul ettik. Sorumlu kişilerin işlerine son vererek gereği yapıldı. Asıl soru şu: SADAT konusunda gereği yapıldı mı? Dün medya olarak bir tuzağa düştük birbirimizi yiyerek, linçleyerek ve kin kusarak cambaza bakarken asıl resme odaklanmadık. Hatalarımıza pusu kurmak yerine asıl hatayı aramamız yere bakmadık. Reklam verebilecek hale gelen, dün bu ekrandan meydan okuyan paramiliter yapıya kim meydan verdi?
Bu olay buralara nasıl gelebildi? Yasalarımıza göre SADAT gibi özel savaş şirketi kurulabilir mi? Atatürk ve cumhuriyet düşmanı birinci Asrika Kongresi’nde başkent İstanbul, resmi dil Arapça, hukuk şeriat hedefi dile getirildi mi? Bunlar dile getirildikten sonra ikinci ve üçüncü Asrika Kongresi yapılabildi mi? Yapılmasına izin verildi mi? Üçüncü Asrika toplantısında mehdinin geleceği gün için hazırlık yapıyoruz denildi mi? Ülkeyi eyaletlere ayırıp, özerklik vereceğiz, federe İslam devleti kuracağız dendi mi? Başkent İstanbul, resmi dil Arapça, şeriat anayasası hedefleri açıkça anayasaya aykırıyken bu maddeleri sözde anayasalarından kaldırmadan önce zamanında suç duyurusunda bulunuldu mu? İYİ Parti soru önergesi vermişti? Sahi ne oldu o önerge?
Gelelim bugüne Türkiye’nin seçim güvenliği endişesi taşıdığı bir dönemde bu yapı kime ve neye güvenerek tehdit ve provakasyonun dozunu arttırabiliyor?” Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı amaçlayan bu projeyi kim destekledi? Koskoca bir milli güvenlik sorunun Milli Güvenlik Toplantısı’ndan en işi var mı? 15 Temmuz’dan sonra nerelerde ve kimler üstünde etkili oldular? Yasal olmadıkları için mi yasadışı sayılmadılar? Aklımızda deli sorular. SADAT bu ekranda kurduğu kumpasa gol dedi. Başından beri SADAT’a o sahayı kim açtıysa o gölü açması gereken odur. Özetle Türkiye’nin ana muhalefetini evdeki hesap çarşıya uymuyor diyerek tehdit edenlerden çarşıyı daha fazla karıştırmadan hesap sorulmasını istiyoruz. SADAT’ın olması gereken yer televizyon kanalları değil, bağımsız mahkemelerin sanık kürsüleridir. Tarafımız da budur.

TV100’de ekranlara yeniden sunucu Ece Üner, Uğur Dündar’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuk ettiği yayında çıkan SADAT reklamına tepki gösterdi.

TV100’de Ana Haber bültenini sunan Ece Üner, yayına; “Uzunca bir aradan sonra Ana Haber’den merhaba. Ben Ece Üner. Çok eğri bir zamanda doğru bir yerde durabilmek ümidi ve niyetiyle karşınızdayım” diyerek başladı.
Ece Üner şunları söyledi:
Çünkü ortada çok büyük haksızlık var. Daha vahimi haksızlık ceza görmeyeceğini güvenen bir küstahlığa dönüştü. Son küstahlık örneği malum yapıdan geldi. Bu yapı milyonları temsil eden ana muhalefet liderine bu ekrandan operasyon çekmeye kalkıştı. Bu hem paramiliter yapıyı defalarca eleştiren duayen gazeteci Uğur Dündar’a, hem de SADAT’ın kapısına dayanan ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı bir kumpastı. Bu aynı zamanda tv100’e kurulmuş bir komploydu. Kanalın hatası bu konu özelinde bir dikkatsizlik, bunu kabul ediyoruz. Reklamı bu ekranda yayınlamak büyük bir hata ancak asla ideolojik bir tavır ve taraf tutma değil.
Biz tarafımızı belli edelim. Bizim tarafımız Türkiye Cumhuriyeti gibi toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet içinde insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı olmak. Ben Atatürkçüyüm, ekip arkadaşlarım da öyle. Bu bülten öyle bir bülten olacak. Bunun sözünü baştan verelim. Sorundan değil sorumluluktan beslenmeyi tercih ederiz. Reklam yayın ve yönetimi sorumluğunu ve hatasını kabul ettik. Sorumlu kişilerin işlerine son vererek gereği yapıldı. Asıl soru şu: SADAT konusunda gereği yapıldı mı? Dün medya olarak bir tuzağa düştük birbirimizi yiyerek, linçleyerek ve kin kusarak cambaza bakarken asıl resme odaklanmadık. Hatalarımıza pusu kurmak yerine asıl hatayı aramamız yere bakmadık. Reklam verebilecek hale gelen, dün bu ekrandan meydan okuyan paramiliter yapıya kim meydan verdi?
Bu olay buralara nasıl gelebildi? Yasalarımıza göre SADAT gibi özel savaş şirketi kurulabilir mi? Atatürk ve cumhuriyet düşmanı birinci Asrika Kongresi’nde başkent İstanbul, resmi dil Arapça, hukuk şeriat hedefi dile getirildi mi? Bunlar dile getirildikten sonra ikinci ve üçüncü Asrika Kongresi yapılabildi mi? Yapılmasına izin verildi mi? Üçüncü Asrika toplantısında mehdinin geleceği gün için hazırlık yapıyoruz denildi mi? Ülkeyi eyaletlere ayırıp, özerklik vereceğiz, federe İslam devleti kuracağız dendi mi? Başkent İstanbul, resmi dil Arapça, şeriat anayasası hedefleri açıkça anayasaya aykırıyken bu maddeleri sözde anayasalarından kaldırmadan önce zamanında suç duyurusunda bulunuldu mu? İYİ Parti soru önergesi vermişti? Sahi ne oldu o önerge?
Gelelim bugüne Türkiye’nin seçim güvenliği endişesi taşıdığı bir dönemde bu yapı kime ve neye güvenerek tehdit ve provokasyonun dozunu arttırabiliyor? Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı amaçlayan bu projeyi kim destekledi? Koskoca bir milli güvenlik sorunun Milli Güvenlik Toplantısı’ndan en işi var mı? 15 Temmuz’dan sonra nerelerde ve kimler üstünde etkili oldular? Yasal olmadıkları için mi yasadışı sayılmadılar? Aklımızda deli sorular. SADAT bu ekranda kurduğu kumpasa gol dedi. Başından beri SADAT’a o sahayı kim açtıysa o gölü açması gereken odur. Özetle Türkiye’nin ana muhalefetini evdeki hesap çarşıya uymuyor diyerek tehdit edenlerden çarşıyı daha fazla karıştırmadan hesap sorulmasını istiyoruz. SADAT’ın olması gereken yer televizyon kanalları değil, bağımsız mahkemelerin sanık kürsüleridir. Tarafımız da budur.

Yorum yaz

Habere yorum yapmak için tıkla

Exit mobile version