GÜNDEM

Doğu Perinçek: Biden projesinde görev alanları karanlık bir gelecek bekliyor

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek Aydınlık gazetesindeki köşesinde, CHP, HDP ve İyi Parti’nin erken seçim açıklamalarını değerlendirdi.

Perinçek’in “Biden’ın erken seçim tezgahı” başlıklı yazısı şöyle;

Anayasa’ya göre, erken seçime Meclis ya da Cumhurbaşkanı karar verebilir. Cumhurbaşkanı ve AK Parti yetkilileri seçimlerin zamanında, başka deyişle 2023 yılı Haziran ayında yapılacağını ısrarla belirtiyorlar. Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Genel Başkanı ve yöneticileri de aynı yönde açıklamalarda bulunuyorlar.

ERKEN SEÇİM ZORLAMASININ KAYNAĞI
Bu durumda erken seçim zorlamasının kaynağı, Anayasa’da yetkili olmayan konumlardadır. CHP önderliğindeki Millet İttifakı, kuşkusuz erken seçim isteyebilir. Ancak bu konu hangi amaçla gündemde tutuluyor, incelenmeye değer. Çünkü şu anda Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığını ya da Meclis çoğunluğunu kazanma gibi bir şansı görünmüyor. O zaman niçin erken seçim?

‘SÖZDE CUMHURBAŞKANI’ HEZEYANININ ANLAMI
Millet İttifakı’nın Erken Seçim talebinin bir tek açıklaması olabilir. CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın “Sözde Cumhurbaşkanı” olduğunu söylemektedir. Kılıçdaroğlu’nun iddiasına göre, şu anda Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve Hükümeti bulunmuyor. Bu durumda yönetimsiz kalan ülkeyi bu durumdan kurtarmak biricik çözüm oluyor. CHP Genel Başkanı’nın “Sözde Cumhurbaşkanı” iddiası yeni değildir. CHP yöneticileri, 2017 yılından bu yana “Anayasa’nın, Anayasa’ya göre kurulan hükümetin, bu Anayasa uyarınca çıkartılan kanunların ve yapılan icraatın gayrımeşru olduğunu” ısrarla söylemektedirler.

‘ANAYASA GAYRIMEŞRU’ İDDİASININ ANLAMI
Kamu Hukukunda ve Siyaset Biliminde “gayrımeşru” iddiasının tek bir anlamı vardır: ‘Meşru olmayan hükümeti hangi yoldan olursa olsun devirmek meşrudur ve biricik çözümdür.’ Millet İttifakı’nın Sayın Cumhurbaşkanı hakkında “diktatör taslağı” ve “tek adam yönetimi” suçlamaları, “gayrımeşru” iddiasının altını doldurma çabasının vardığı yeri gösteriyor. Bu psikolojik harekât, Atlantik medyasında imal edilmek istenen Tayyip Erdoğan imajıyla bağlantılıdır. Sayın Cumhurbaşkanı için emperyalist merkezlerde “Saddam Hüseyin” ve “Kaddafi” profili üretilmektedir.

‘SÖZDE MÜTTEFİK’
Bu arada Türkiye, ABD karar vericileri tarafından “hasım ülke”, “haydut devlet” tanımı içine konmuştur ve yaptırımlar belirlenmiştir. ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Blinken de, buna bağlı olarak Türkiye’yi “sözde ortak” ilan etmiştir. Biden Tayfasının “Sözde Cumhurbaşkanı” ilan ettiği Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye, ABD’nin “sözde müttefiki” oluyor. Bıçaklar bilenirken, hedefteki bütün değerler de “sözde” kapsamına alınmaktadır. Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye, Atlantik İttifakı’ndan aforoz edilmiştir. Bu arada Türkiye’de suikastlar perdesinin açılacağına dair bilgiler medyaya düşmüş bulunuyor. “Ülkede güvenliği sağlayamayan bir hükümet var” kampanyası için, karanlık merkezlerin düğmelerine basılması da Biden için bir seçenek olarak gündeme getiriliyor.

BIDEN PLANININ GÖREV KADROSU
CHP’nin Anayasa ve hükümet hakkındaki “gayrımeşru” suçlamalarının Biden’ın Türkiye planı çerçevesi içinde anlam kazandığı apaçık ortadadır. Zaten Biden Tayfası da, ABD seçimlerindeki heyecanlarıyla üstlendikleri görevi sergilemekten çekinmediler. Hatırlanacağı üzere ABD Derin Devletinin 2020 yılı Rand Corporation Raporu, Tayyip Erdoğan’ı devirme planını dünya kamuoyuna açıklamıştı. Muhalefet ve “sivil toplum kuruluşları” bu amaçla seferber edilecekti.

Biden de New York Times gazetesine verdiği demeçte, Türkiye Cumhurbaşkanı’nı darbeyle deviremediklerini itiraf etmiş ve bu kez seçim yoluyla iktidardan indirmek için, isimlerini vererek CHP, İyi Parti, HDP gibi partilerin ve Muhafazakâr örgütlerin harekete geçirileceğini ilan etmişti.

BIDEN TEZGÂHI
Türkiye’de erken seçim kampanyası, Biden Planı gereği Ak Parti iktidarını yıpratma görevi olarak yürütülmektedir. ABD merkezli Atlantik güçleri, dış ve iç cephede bu tezgâhın araçları olarak muharebe alanına sürülmeyi bekliyorlar. Hem içerden hem dışardan Tayyip Erdoğan hükümetine yöneltilen asıl suçlama ise, Türkiye’nin Atlantik zincirlerini koparması ve yükselen Asya Çağı’ndaki konumuna yerleşmesidir. Biden’ın Dışişleri Bakanı Blinken, Türkiye’yi Rusya ile birlikte hareket ettiği için “sözde ortak” ilan etmiştir. CHP, İyi Parti ve HDP/PKK da, hükümeti Atlantik İttifakı’ndan ayrılarak sözümona “yalnızlaştırdığı” için hedef alıyorlar.

TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR
Biden, seçimi kazandı ama dünya ölçeğinde kaybeden ABD’nin “tek dişi kalmış canavar”ıdır. Biden, çöken Dolar Saltanatının imparatoru oldu. Biden, ABD’nin çıkmaza giren Haraç Sisteminin başına geçti. Biden’ın emrinde 1945-2014 yıllarının ABD Devleti, ABD Ordusu, ABD komplo cihazları yok. Biden’ın piyon örgütleri olan FETÖ ve PKK yerlerde sürünüyor. Biden’ın gerçek müttefikleri nerede? Biden’ın “on parmağının altında on pire var.” Hangi parmağını oynatsa, sonuçları belli. Biden, ABD’nin dünyanın efendisi olma iddiasını hortlatma girişimine kalkışabilecek mi, burası dahi kuşkuludur. Çünkü ABD’nin gücü Biden’ın hırsını destekleyecek yetenekten yoksundur.

BIDEN TAYFASININ ALTINDAN KALKAMAYACAĞI AĞIR YÜK
Biden Tayfası, altından kalkamayacağı ağır bir yükün altına girmiştir. ABD’ye baksınlar, efendilerinin pantolonunu bağlayacak dermanı yok. ABD’nin Türkiye’de hükümetler devirdiği, hükümetler tezgâhladığı dönem arkada kalmıştır. ABD Gladyosu Türkiye’de silahsızlandırılmış ve hapishanelere tıkılmıştır. CHP’nin de, İyi Parti’nin de, FETÖ ve PKK kadrosunu duvarların arasından ve hendeklerin içinden çıkartacak gücü yok. Biden projesinde görev alanları karanlık bir gelecek bekliyor.

Yorum yaz

Habere yorum yapmak için tıkla